27 Ağustos 2010 Cuma

BİR ZİHİN KONTROL MAĞDURU ANLATIYOR....

22/1/2010 · Kategori: Mind Control
İsmim Babak Amirebrahimi, İran asıllı İspanyol vatandaşı ve altmış yaşında bir
aile babasıyım. Kimlik numaram: 01181471. Bir CIA ajanının ifadesine göre;
CIA İran Şubesi’nin verdiği bir ceza olarak beş yıldan bu yana işkence
görmekteyim.
Her şey bundan beş yıl önce, bir ışının kafamın arkasından beynime ilerlediğini
hissetmemle başladı. Göğsümde ve kalbimde duyduğum ağrıyla bayıldığım o ândan şu
âna kadar, sayısız hadise vukûbuldu ve hâlen de vukû buluyor.
Aşağıda, CIA’nın neden olduğu ve günün yirmi dört saati, haftanın yedi ve yılın
üçyüzaltmışbeş günü maruz kaldığım taciz ve işkencelerden bazılarını
bulabilirsiniz.

İspanyolca Konuşan İnsan Sesleri

Duyduğum ilk anormal sesler arabamın radyosundan gelmekteydi. Radyo istasyonu

değişmiş ve haber spikeri, yalnızca şahsımın bildiği ve kendi özel hayatıma ait
şeyler hakkında konuşmaya başlamıştı. Kezâ, barlarda birtakım insanların,

hayatımın bazı detayları hakkında konuştuklarını, bana ağır hakaretlerde

bulunduklarını duyuyordum. Bir safhada, ofisimin içinde bile bir kadının ve bir
adamın sesini işitiyordum.
İnternette, daha doğrusu www.paltalk.com adresinde, siyasî içerikli bir sohbette

iken; beni bir kez daha kalb krizi geçiriyor olduğuma inandıracak bir duruma

düşürdükten sonra, CIA ajanı olduklarını ve internet faaliyetlerimin İspanyol

devleti çıkarlarına aykırı olduğunu söylediler bana. Daha sonra tüm bunlardan

kurtulmak ümidiyle birkaç ayımı Hollanda’daki bir akrabamın yanında geçirme

zorunluluğu hissettim. Seyahatim esnasında, uçakta bulunduğum sırada dahi bu

sesleri duymaktaydım.

İçinde bulunduğum durumun, şahsıma ait psikolojik veya aklî problemle alâkalı

olmadığı noktasında sizi temin ederim. Konu hakkında

http://www.cheniere.org/books/excalibur/neurophone.htm adresinde bulabileceğiniz

birçok uzmana ait çalışma da, kendi şahidliğimi doğrular mahiyettedir. Ayrıca,
dünya genelindeki yüzlerce zihin kontrol mağdurunda görülen işkence semptomları,

benimkiyle tıpatıp ötüşmektedir.

http://www.fedame.org/phpBB2/viewtopic.php?t=2771


İşkencenin, yakma ve ses saldırılarının belli bir noktasında artık o hâle düştüm

ki, hastaneye kaldırıldım. Seslerin kafamın içinde oluşturulması da ilk kez
Hollanda’da ortaya çıkmıştı.
Dört yıldır, sayılarının en az üç olduğunu düşündüğüm CIA ajanları, beni her gün

taciz etmeye devam ediyor. Geçen bu dört yıllık dönemde, Farsça konuşan bir CIA

mensubunun her keresinde hazır bulunmasıysa oldukça dikkat çekici. Bu ajanlar

her gördüğüm şeyi görebiliyor, her duyduğum şeyi duyabiliyor ve geçmişim

hakkındaki her şeyi de biliyorlar. Bütün düşüncelerimi en küçük teferruatına
kadar okuyabilmelerinden de anlaşılacağı üzere, tüm bu silah ve teknolojiler,

casusluk faaliyetlerinde son derece kullanışlı olsa gerek.

İnsansı Olmayan ve Dehşet Veren Sesler

Kafamın içinde üretilen insan seslerine, daha sonraları, her saniye yankılanan,

araba freni ve açık havada cırcır böceğinin çıkardığı sesleri andıran tuhaf ve

keskin sesler eklendi. Daha önceden kaydedilmiş olduğunu düşündüğüm ve bilâhare

beynime transfer edilen bu sesler, aslında işkence enstrümanlarıydı ve

muhtelif biçim ve yoğunluktaydılar. Bazen düşük ama ekseriyetle yüksek tonlarda

oluşturulan seslere karşı yapabileceğim tek şey ise, yatakta uzanmaktan başka

birşey olmuyordu. Son derece güçlü ve yıpratıcı bu sesler herhangi bir işe

konsantre olmama müsaade etmediğinden, çalıştığım işten emekliye ayrılmak

zorunda kaldım. Kesinlikle öyle olmadığım halde, doktorumun gözünde ben bir akıl

hastasıyım. Kafamın içini dürtükleyen yüzlerce kakafonik ses kaydıyla, günün

onbeş saati taciz ediliyorum. Bu sesler, bitkinlik, mide bulantısı ve istifrayı

tetikliyor.

Bu canîler, kişi her nerede olursa olsun, kurbanlarını uzaktan sürekli

izleyebilme; insan beynini, düşüncesini, tepkisini ve görüntülü resimleri

algılamasını yine uzaktan denetleyebilme; insan beynine bazı sesler, gürültüler,

resimler ve kurgulanmış gerçeklik senaryoları gönderebilme; aynı şekilde uzaktan

insan üzerinde gelişmiş tıbbî işlemler uygulayabilme; beyne doğrudan veri,

dosya, haber muhtevası zerkedebilme; bazı TV programlarının ve canlı şovların
benzerini kurbana uyarlayarak, tüm bunlar neticesinde onu daimî bir kontrol ve

takib altında tutup, mahremiyetine tecavüz etme gücüne sahibtirler. Bazı

televizyon sunucularının beyinlerinin yıkanması neticesinde veya maddi çıkar

karşılığında, masum kurbanların uzaktan kontrolünde aktif olarak ve sinsice suça

iştirak ettikleri hususu, uzman makaleleri ve sayısız kurbanın şahidliği ile
sabittir. (Bu
konuyla ilgili olarak, çeşitli ülkelerdeki beyin kontrol mağdurlarının

şahidliklerini okuyunuz.)

Böylece, uyku bozukluğu işkencesine, aklî ve fizikî varlığımı mahveden

psikolojik saldırılar, iftiralar ve acımasız tacizlerle yapılan kesintisiz hissî

ve zihnî işkenceye ve elektrikle oluşturulan ağrı, yanma ve şok işkencesine

maruz kaldım.

Gecenin oldukça geç bir yarısında kafamın arka kısmında hissettiğim bir ışınla,

çeşitli ağrılar hissetmeye başladım. Bunlar, başın ön kısmında ağrılar, her iki

kulak civarında ağrılar, göğüste ağrılar, kalb civarında ağrılar, ayaklarda

ağrılar,
omurlardan birinde şiddetli ağrılar, gözlerde yaşlanmaya sebep olacak kadar

yoğun ağrılar, beyinde keskin ağrılar ve özellikle testislerde çok yoğun ağrılar

şeklindeydi. Anladığım kadarıyla, bana işkence yapanların aldıkları zevk, her

gece cinsî organıma elektrikî yolla yaptıkları eziyetlerle daha bir katlanıyor.

Bu işkence suçlularının özellikle cinsel organlarımızla oynamak suretiyle
sadistçe bir zevk aldıkları, sayısız beyin kontrol mağdurunun rapor ettiği bir

gerçektir.

İspanyolca, Almanca ve İngilizce konuşan CIA ajanları, bana birtakım “oyun

metodları”nı kullanarak psikolojik işkenceler uyguladılar. Mesela, bir keresinde

“diğer” kelimesini söylediler ve aynı ânda bir sigara ateşi ile yakılıyormuşum

gibi, yakma işkencesine tâbi tuttular. Ardı arkası gelmez dalga enerjileri

bombardımanına tutarak beynimde yanmaya sebep oluyorlardı. Hile ve nefretle dolu
söyledikleri her kelimeye, merhametsizce yakma işkencesi eşlik ediyordu.
Gözbebeklerim, kulaklarım, cinsî organım başta, vücudumun her yanını bu şekilde
yaktıkları günler, hayatımın en kötü günleriydi.

Elektrik şokları ise, genellikle yüksek frekansta zayıf ve güçlü seslerle

beraber devam ediyor. Nefesimin kesilmesine sebeb olan ve elektrik şoklarıyla

gelen dalgalar tüm vücuduma yayılıyor ve birkaç saniye sonrasında da şuurumu

kaybediyorum.

Aslında insanların; biz kurbanların içinde bulunduğu durumu anlama veya inanma

noktasında zorlanmalarını bir dereceye kadar anlayabiliyorum. Zira, bu biraz da

kör bir insana kırmızı rengin neye benzediğini sormak gibi bir şey.

CIA ajanları, benim İran çerçevesinde siyasî bir aksiyoncu olmamam gerektiğini

defaatle belirttiler, hâlâ da belirtmekteler. Bu yazıyı tam şu ânda yazarken

dahi, CIA ajanlarının bana işkence etmeye devam ettiğini eklemek istiyorum.

Nasıl bir dünyada yaşadığımızı anlayamıyorum; bir alçak güruhunun modern

teknolojinin tek efendisi olduğunu görmek, insanlığa karşı kullanılan böyle bir

gücün insanlık düşmanlarına emanet edildiğini görmek, üstelik insanların bu

düşman gücün bir suç gücü olduğuna inanma zorluğu çektiklerini görmek, ne büyük

skandal!..
Beş yıldır devam eden bu işkenceden sonra, CIA’nın halâ benden ne istediğini
anlayabilmiş değilim. Beni serbest bırakacaklarını ve daha neler ve neleri vaad

etmişlerdi, oysa sonunda tüm bunların bir manipülasyon ve beyin yıkamadan başka

bir şey olmadığını gördüm. Ümidsizlik ve acizlik içerisinde kaç kez tuzaklarına

düştüğümü bilmiyorum.
Tüm bunlar, çoğu insana, en ufak bir bilgilenme zahmetine girmedikleri müddetçe,

yahud olan bitenlere peşin hükümden uzak biçimde daha açık fikirli olarak

yaklaşmadıkları müddetçe, veya bunun kendi başlarına asla gelmeyeceğini

düşünmekte ısrar ettikleri müddetçe, bir bilim-kurgu hikâyesi veya zihnin

ürettiği bir hezeyan gibi gelecektir. Sözümona uzmanlar, basmakalıb “şizofreni”

ve bildik “paranoya” masalını okumaya devam ettikleri müddetçe, bizim maruz

kaldığımız bu durum, daima zihnî bir hastalık veya bozukluk olarak addedilmeye

devam edecektir yine.

Sonuç olarak, kendi adıma, tüm CIA zihin kontrolü ve zulüm mağdurları ile

işbirliği yapma kararı aldım.
Babak Amirebrahimi

Tercüme: Oğuz YILDIRIM

Kaynak: www.fedame.org (FederationAgainst Mind Control Europe)

http://www.fedame.org/phpBB2/viewtopic.php...7a08230d857124c
http://zihinkontrol.blogcu.com/bir-zihin-kontrol-magduru-anlatiyor/6853984

Hiç yorum yok: