28 Mart 2010 Pazar

ÖZGÜRLÜK HEYKELİ.......


ÖZGÜRLÜK HEYKELİ NEYE İŞARET...
Bu hadîste Amerika’nın şahsiyet-i maneviyesi ZANİYE/ZİNACI bir melike olarak tasvir edildiği gibi İncil’de de aynı manada “zeminin sekenesi onun zinasının şarabıyla mest oldukları büyük fahişe” diye isimlendirilmiştir. Bunun sebebi ise şudur: Amerika kelime itibariyle müennes olduğu gibi, zaten kendisi de başında boynuzları olan ve Hürriyet Anıtı dedikleri heykelleriyle kendilerini kadın suretiyle temsil etmişlerdir. Yıllardır Siyonizmin güdümünde hareket eden uluslararası Amerikan kurum ve kuruluşları bütün dünyada hürriyet ve adalet namları altında fuhşiyatı ve zulmü ve dalaleti teşvik ederek hâkimiyetini bunun ile idame etmektedir. “Ve o gördüğün kadın dünya melikleri üzerine saltanat eden o büyük şehirdir” cümlesi “fahişe kadın” olarak tabir edilen bu şeyin, hakikatte bir devlet olduğunu sarahaten göstermektedir.


Kadının alnı üzerinde “Sırrı büyük Babil. Zeminin fahişelerinin ve mekruhatının anası...” diye bir isim yazılı olması ise; yeryüzünde işlenen fuhşiyata onun sebeb olmasından dolayıdır. Kadının temsil ettiği Amerika, burada olduğu gibi diğer bazı yerlerde Büyük Babil şehri olarak da tabir edilmektedir. Bunun sebebi İncil’i tefsir eden alimlerin, İncil’in ifadelerini o zamanın en büyük şehri olan Babil’e tatbik etmeleridir. Eğer bu ifade İncil’in asıl metninden ise, Amerika’nın o zamanın Babil’i gibi zengin ve Babil’in kralı Nemrud gibi cebbar ve fuhşu teşvik eden bir hükumet olduğuna işaret etmek içindir. Fakat hahamların ve papaların iğvasıyla başta Amerika olmak üzere Hıristiyan alemi, bu ifadelerin zahirine baktığı ve bu sebeble işaret ettiği hakikatı görmediği için onun meşhur Babil şehri olduğunu zannederek Irak’ı vurmaktadır. Vurdukçada kendini, dünyayı Babil’in fesadından kurtaran Evanjelist bir ‘’kahraman’’ olarak görmektedir. Aşağıda geleceği üzere şu anki Evanjelist Amerikan yönetimi Babil’in yıkılacağını haber veren İncil’in ayetlerini tahakkuk ettirdiklerine zannetmektedirler!.. Aslında dünyayı fesada veren ve fuhşa teşvik eden ve akıbette helak olacak olan hakiki Babil’in kendileri olduğunun farkında değiller.
1-ABD
2-Japonya
3-Almanya
4-Birleşik Krallık
5-Fransa
6-İtalya
7-Kanada
8-Rusya
7 DAĞ G7 Mİ?..
Yukarıda geçen, kadının üzerine oturduğu “YEDİ DAĞ, YEDİ MELİK;” ifadesi görüşlerine başvurduğumz heyet tarafından -Allahu A’lem-‘’ güçlerini Amerika’nın çıkarlarına kullanan ve G-7 namıyla bilinen yedi büyük devlete ve reislerine; Dünya meliklerinin, bahsi geçen kadınla zina etmesi ise Amerika’nın yer yüzünde işlediği dehşetli zulme yardım edip, onun zulmüne ortak olmalarına işaret ettiği’’ şeklinde ifade ediliyor...
Diğer açıklamalar ise şöyle;
Mukaddeslerden murad; şirkten, zinadan ve sair büyük günahlardan kendini koruyan hakiki imanlı kimselerdir.


Mukaddeslerin kanıyla mest olmak tabiri ise; Amerika’nın mukaddes Müslümanlara yaptığı zulüm ve cinayetlerle iftihar edip, zulüm üstüne zulüm işlemesidir.


Fahişenin üzerine oturduğu lisanlar ise kendi çıkarına yönlendirdiği bütün medya olsa gerektir.


Kadının bindiği canavar ise ileride izah edileceği üzere kendisinin riyaset ettiği ve gücünü kullandığı Birleşmiş Milletlerdir (M. Tevrattaki ifadesiyle Birikmiş Milletler İşaya 13/1-6).
Bu arada Rusya’nın 1998 yılında topluluğa katılmasına karar verilmesiyle topluluk G8 olarak anılsa da Rusya’nın topluluk indindeki fonksiyonu sembolik olmaktan öteye gitmemiş, nitekim birçok toplantı da kopma noktasına gelecek şekilde dillendirilmiştir. Üstelik 2014 yılı itibariyle RUSYA ve diğer ülkeler arasında çatışmalar yaşandığında birçok SIRRA daha yakından şahit olacağız.


ADADAKİ CANAVAR İNGİLİZ ENTELİJANSİYASI!..
13. Bab’da ise bu canavarın (zulmün merkezi) denizden çıkacağı belirtilmiştir.
Şöyle ki:
“Ve denizin kumu üzerinde durdum ve yedi başı ve on boynuzu ve boynuzları üzerinde on tacı ve başları üzerinde küfür isimleri bulunarak denizden çıkan bir canavar gördüm. Ve o gördüğüm canavar kaplana benzeyip, ayakları ayının ayakları gibi ve ağzı aslan ağzı gibiydi. Ve ejder ona kendi kuvvetini ve tahtını ve azim hükumet verdi. Ve onun başlarından birini gûyâ ölecek derecede mecruh gördüm. Ve onun mehalik yarası iyi oldu. Ve bütün zemin canavarın ardından taaccüb eyleyip, canavara hükümet veren ejdere secde kıldılar. Ve canavara dahi secde kılarak “canavara benzer kim var ve onun ile kim muharebe edebilir?” dediler. Ve ona büyük sözler ve küfür söyleyen bir ağız verilip, ona kırkiki ay istediğini yapmaya kudret verildi. Ve Allah’a karşı küfr ile yani onun ismine ve meskenine ve semada sakin olanlara küfretmek için ağzını açtı ve mukaddesler ile muharebe edip onlara galip gelmeye ona kudret verildi. Ve ona her kabile ve lisan ve millet üzerine hükümet verildi. Ve zebh olunmuş kuzunun hayat kitabında isimleri dünya kurulalıdan beri muharrer olmayarak zeminde sakin olanların cümlesi ona secde kılacaklardır. Kulağı olan işitsin. Esirliğe götüren esirliğe gider. Kılıçla katl eden kılıçla katlolunmak gerektir. Mukaddeslerin sabrı ve imanı bundadır”.
Burada canavarın denizden çıktığı ifade edilmekle İngiliz devletine ve gizli komitesine işaret edilmektedir. Ve yukarıda Deccal bahsinde anlatıldığı üzere Temim-i Dari hadîsinde zikredilen Deccal’ın bir adada bulunması işaretiyle haber verilen ve Birleşmiş Milletler Deccaliyetinin ana menbaı olan İngilizlerden, hadîsin aynı ifadesiyle bahsedilmektedir. Bu haberin İngilizlere ait olmasının sırrı şudur ki; İngilizler o zamanda medeniyette geri ve vahşi bir millet oldukları halde daha sonra gittikçe medenileşip kuvvetlendiler. Nihayet Amerika kıt’asına kadar nüfuzlarını arttırıp orada Amerika Birleşik Devletlerini kurdular. 2. Cihan harbinden sonra ise Fransa, Rusya ve Çin’le beraber Birleşmiş Milletleri kurup Amerika’yı onun başına getirdiler. Yani Amerika bir robot gibi İngiliz Entelijansiyası tarafından yetiştirilen ve sonra da idareyi onlara kaptıran Siyonist kadrolar tarafından mankurtlaştırılmış bir gladyatör gibi kullanılıyor.
GELELİM FIRAT’A
“Ve altıncı melek kendi tasını büyük Fırat Irmağı üzerine boşalttığında onun suyu çekildi. Tâ ki şarktan olan meliklerin yolu hazırlana. Ve ejderin ağzından ve canavarın ağzından ve yalancı peygamberin ağzından, kurbağalar misüllü üç nâpâk ruhun çıktığını gördüm. Zira, bunlar alametler gösteren cin ruhları olup, zeminin ve bütün dünyanın meliklerini, herşeye kadir Allah’ın o büyük gününün muharebesine cem etmek için onların yanına giderler. [İşte hırsız gibi gelirim. Ne mübarektir uyanık durup çıplak gezmemesi ve ayıbı görünmemesi için kendi esvabını hıfz eden kimse]. Ve onları İbranice ARMECİDDUN (hermeciddun ve armagedon) denilen mahalle cem ettiler”.
Burada Fırat Irmağı’nın suyunun çekilmesi -ki bu haber aynen hadîs-i nebevîde de mevcuddur ve Fırat’ın suyunun çekilip altın bir dağ çıkaracağı ve insanların oraya toplanıp büyük bir harb olacağından bahsedilmektedir- Allahu A’lem, o çevrede barajlar yapılmasıyla ve verimli toprakları sebebiyle dünyanın gözünün orada olması ve çevresinde gayet kesretli petrol yataklarının bulunmasıyla (Bor, Toryum ve diğer madenler fizibilite çalışmaları sonucu tesbit edilmiş olup raporlar saklanmaktadır) bütün dünya devletlerinin oraya hâkim olabilmek için çalıştıklarına ve bu sebeble o bölgede büyük fitneler zuhur edeceğine işarettir.
http://kod661.blogspot.com

Hiç yorum yok: