19 Aralık 2009 Cumartesi

ÖLÜM DÖNGÜSÜ......



"Hatırladığım ilk şey telaşlı bir kadın sesiydi:

Nabız alamıyorum! Nabız alamıyorum!
Halbuki, kendimi çok iyi hissediyordum. Hiç bu kadar iyi hissetmemiştim hatta, sağlıklı, sakin ve canlı...fakat hala bir şey göremiyordum, bir sürü insanın konuştuğunu duyuyordum...ama umursamadım...kendimi bıraktım...

Sonra uyandığımdaysa kendimi bambaşka bir yerde buldum, yalnız olmadığımı biliyordum ama yine de net göremiyordum, yoğun, koyu bir sis içindeydim, bir bekleyiş içindeydim, sanki uçağınızın kalkmasını veya inmesini beklersiniz ya, öyle...burada olmak çok doğal geldi bana...önce veya sonra kavramı yok olmuştu, her şey bugün, geçmiş, gelecek aynı andaydı...

Birden arkamda muazzam bir gümbürtü koptu, bir ışık fırtınası gözümün önüne doğru geliyordu.. ben ışığın merkezindeydim, ışık sis dahil her şeyi süpürdü, kainatın sonuna kadar ulaştı, ve kat kat oldu..sonsuz sayıda katlar olmuştu.. ışık yüzlerce güneşten bile daha parlaktı ama gözlerimi yakmıyordu..daha önce bu kadar parlak, altın gibi bir ışık hiç görmemiştim, ve bu ışığın sadece sevgi olduğunu hissettim farkettim...çok güvenli ve kutsal bir ışıktı... Tanrı'yı görmediğim halde bunun Tanrı'nın ışığı olduğunu anladım, Tanrı sözcüğü bile bu muazzam ışığı tarifte yetersiz kalıyordu, beni yaratanla birlikteydim, ışık bana doğru yöneldi ve beni kuşattı, sadece benim için oradaydı..

Hiç konuşma duymadığım halde ışık bana bilgiler verdi, İngilizce veya başka bir dilde konuşmadık, konuşmaktan daha kolay, daha net bir şeydi, matematik veya müzik öğrenmek gibi, ölümsüz hayata dair, vaktiyle güldüğümüz, klişe soruların cevaplarını öğreniyordum neden buradayız? Hayatın anlamı nedir? Sevgi. Niçin buradayız? Öğrenmek için. Sanki daha önce bildiğim ama sonradan nasılsa unuttuğum şeyleri hatırlıyordum..
Sonra, bu heyecanlı, öğrenme faslına ara verildi, hiçbir söz duymadığım halde dünyaya dönmem gerektiğini anladım, korkmuştum, tüm bunları bırakmak? Tanrı'yı bırakmak? Eski yaşamıma geri dönmek? Fakat kalmak elimde değildi...gidiyordum, içimdeki bir şey beni bedenime geri götürüyordu.

İşte ilk kez bedenimi o zaman gördüm, ve ilk kez bedenimin artık benim bir parçam olmadığını farkettim. Yukarıda bir yerde durmuş, aşağıda duran bedenime bakıyordum...vücuduma bakarken sanki yaz gelmiş de artık ihtiyacımın kalmadığı kışlık paltoma bakıyormuş gibi bir minnet duygusuyla baktım...çok işime yaramışta ama artık ona ihtiyacım yoktu...benliğim, özüm, bilincim, hatıralarım, bu bedenin dışındaydı....

ALINTI

Hiç yorum yok: