17 Ocak 2010 Pazar

KARTAL......






Bir zamanlar, büyük bir dağda kartallar yuva yaparlarmış. Bir kartal da 4 tane
yumurtası ile bu dağda yaşıyormuş. Bir gün bir deprem olmuş. Ve yumurtalardan
bir tanesi dağdan yuvarlana yuvarlana vadide yer alan bir çiftliğe kadar düşmüş.
Bu çiftlik bir tavuk çiftliğiymiş.
Çiftlikteki tavuklar, bu değişik ve normalden büyük yumurtayı sahiplenmeye karar vermişler. Yaşlı bir tavuk bu yumurtayı ve içinden çıkacak yavruyu, koruması altına almış.
Bir gün, küçük kartal doğmuş. Çevresinde tavukları görmüş ve kendini bir tavuk zannetmiş. Bütün tavuklar da ona bir tavuk gibi davranmışlar. Ailesini de çok seviyormuş. İçinden, bazen, “ben kimim?” sorusu geçiyormuş. Ama o bir tavukmuş. Bunu böyle bilmeliymiş.
Birgün çiftlikte oyun oynarlarken, yukarı baktığında bir grup kartalın özgürce uçtuklarını görmüş. "Aman Allah’ım, ne kadar güzel uçuyorlar. Ben de onlar gibi uçmayı
çok isterdim" demiş. Tavuklar, bu düşünceye hep birlikte gülmüşler.
"Sen bir tavuksun ve tavuklar uçamazlar" demişler.
Küçük kartal, artık daha sık gökyüzüne bakıyor ve uçan kartallar gibi uçmak, özgür olmak istiyormuş. Ne zaman bu düşüncesinden arkadaşlarına, ailesine bahsetse,
hep şu cevabı alıyormuş. "Sen bir tavuksun. Bırak bu hayalleri."
Zamanla, küçük kartal da bu düşünceyi kabul etmiş. Hayal kurmaktan vazgeçmiş
ve hayatını bir tavuk olarak yaşamaya karar vermiş. Ve hayatının sonu geldiğinde
de bir tavuk! olarak ölmüş.
Kıssadan hisse: Ne olduğunu düşünürsen, o olursun. Eğer, hayatınızın herhangi bir zamanında, kartal olma hayalini kurarsanız, hayallerinizi takip edin.
Tavukların sözlerini değil.

Hiç yorum yok: