30 Ocak 2010 Cumartesi

REALİTE CE....

hayatı hayat yapan perdeler.algı denilen şey o perdede yansıyanlar.ne kadar soru varsa ve soruya dair ne varsa cevapların toplamı da ve hala sorulmayan ve sorulmayı bekleyen her cevap da hepsi O'NA çıkar...SONSUZ İHTİŞAM'ın kendi sonsuzluğundan bir katre ışık zerreciği kainat denilen olgu.ama madem sadece kendi var o zaman kainat nasıl bir şey?ya da kainat var mı?gerçeklik denilen şey aslında bize göre var ama biz kimiz ya da esaslı soruyla neyiz?ya da biz veya ne nedir?hakikat dediklerimiz,sandıklarımız bile mutlak gerçek bazında ne derece doğru ve anlamlı?algısız gerçekliğin indinde olan bunca şeyler ya da oluyor mu bunca şeyler?sarhoş değilim aklım başımda klasik deyimle...düşünce,ah şu düşünce! ne ararsan kendinde ara' demişler.her sorunun cevabı yine bizde.tabii farkedebilene.farketmek!bilincine varmak,anlamak.yaratılma yokmuş,bunu öğrendiğimde tüylerim diken diken olmuştu.şöyle sordum kendime;bizi tanrı mı yarattı yoksa biz mi tanrıyı?tanrı ya da ilah ya da yaratıcı ,artık ne derseniz deyin....sanki,sadece ben varım.sanki ben denilen anlamda sadece O var da ben algısıyla seyrinde kendini...çünki dışımda dediğim ne varsa bana göre var,ama ne kadar gerçek?ya da ben ne kadar gerçeğim?ya da var olan ne varsa ne kadar gerçek...?belki tek gerçek;sonsuz yada zaman denilen algının olmadığı tarifsiz bir sessizlik,an'lık sessizlik....ne diyeyim,VALAHU ALEM.!

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Bazen gercekleri sorgulamak insani ne kadar yipratir, diye dusundum birden yazini okuyunca. Gercekleri aramak ya da sorgulamak yerine, yasayip birer gecmis olmasina izin vermek daha mantikli sanirim.

Sevgiler.

kristal dedi ki...

teşkkürler cnm:) ama yaşamak için bi şeyleri seçmek gerek öncesinde.ve seçtiğinle ilerleyebilmek. sevgiyle.:)